
Bir dakikadır telefonunuza dördüncü bakışınız.
Sevgilinizin çevrimiçi olup olmadığını kontrol ediyorsunuz, çünkü hem son görülmeyi hem de mavi tiki kapatmış.
“Napıyosun?” yazıp göndereli 43 dakika olmuş, hala cevap yok.
Halbuki o size sorsa hemen yanıtlardınız, o niye yanıtlamıyor?
Yoksa başkasıyla mı beraber?
Sabah size gününün yoğun geçeceğini söylemişti ama ya yalansa?
Yok yok, yalan değildir. Yalan söylemez herhalde. Ya başına bir şey geldiyse?
Arasanız mı acaba? Gerçi daha sabah konuşmuştunuz, sesi de gayet iyi geliyordu ama…
Kesin başka biri var! Zaten son zamanlarda eskisi kadar ilgi de göstermiyordu.
Eskiden daha çok arayıp sorardı, artık pek aklına gelmiyorsunuz gibi.
Gerçi yakın zamanda yeni bir işe girdi, belki de gerçekten yoğundur.
Ama olur mu canım? Seven insan en yoğun anında bile vakit ayırıp arardı!
Kesin artık sizi sevmiyor, sevse böyle yapar mıydı?
Ayrılık vakti geldi herhalde, o sizi terk etmeden siz onu terk etseniz iyi olur.
Yukarıdaki düşünceler aşağı yukarı çoğu insanın farklı durumlarda farklı sebeplerden çıkardığı farklı sonuçlara benzer.
Ortak nokta ise elde yeterli bilgi olmadan çok kısa sürede aşırı uçta çıkarımlar yapmaktır.
“Patron yazdığım raporu beğenmedi, kesin kovulacağım!”
“Arkadaşım neden günaydın dediğimde coşkuyla karşılık vermedi? Yaptığım bir şeye uyuz olmuş olmalı.”
Etkileşim içinde olduğumuz insanlarla aynı sayfada olup olmadığımızı ara sıra merak ederiz, bu çok normaldir.
Aşırıya kaçan nokta ise hikayedeki boşlukları kişinin tek başına doldurmaya çalışmasıdır.
Kişi, boşlukları tek taraflı doldurmaya çalışırken çoğunlukla olayı kişiselleştirir ve bazen de felaketleştirir.
Sevgilinizin mesajınıza geç cevap vermesinin milyon farklı sebebi olabilir, genellikle bunların pek azı sizinle ilgilidir.
Sizinle alakalı olup olmadığını anlamak için uygun bir zamanda, “Beni çok ihmal ediyorsun!” gibi suçlamalar yapmadan kendisine sormak sağlıklı iletişimin ilk adımıdır.
Patron örneğinde “Raporu nasıl yazmış olsaydım daha faydalı olurdu?” gibi açık ve net bir soru, ruh sağlığınız için kesin kovulacağınız çıkarımına varmaktan daha faydalıdır.
Günaydın örneğinde de “Bu sabah seni biraz keyifsiz gördüm, her şey yolunda mı?” sorusu da olayı kişiselleştirmeden, odağı kendinize değil arkadaşınıza döndürmeyi sağlar.
Bu sayede etkileşim içinde olduğunuz insan hakkında daha net bilgi edinebilirsiniz.
Elde ettiğiniz net bilgiler sayesinde aynı sayfada olup olmadığınızı anlamak daha kolay olur.
Aynı sayfada olup olmadığınızı merak ettiğiniz biriyle ilişkinize dair kafanızdaki boşlukları tek taraflı doldurmaya çalışmak, ironik olarak o kişiyle aynı sayfada olmamanıza sebep olur.
Çünkü o kişinin sizin kafanızdaki boşluklardan ve o boşlukları nasıl doldurduğunuzdan haberi bile yoktur.
Bu dinamik belirli bir süre devam ederse ilişkinin kopması kaçınılmazdır.
İki farklı kişinin aynı ilişkiyi yaşaması gerekirken aslında birbiriyle örtüşmeyen iki farklı ilişki yaşanmaya başlar.
Farklılıklar bariz hale gelmeye başladığında yollar duygusal olarak çoktan ayrılmıştır bile.
Bu noktada ya fiziksel olarak da ayrılınır ya da geriye dönüp yolun hangi noktada ayrışmaya başladığını bulmak gerekir.
Yolların hangi aşamada birbirinden ayrıldığını fark etmek çoğu çift için zordur.
Karşılıklı suçlamalar, savunmaya çekilmeler, dinlemeye ve öğrenmeye direnç göstermeler çok sık görülür.
Bu yüzden bazı çiftler danışmanlara başvurur.
Danışmanın tarafsız yönlendirmeleri ile çiftin duygusal açıdan yollarını yeniden birleştirmeleri çok daha kolay olur.
Danışmanlık randevusu almak için tugrulkatkak@gmail.com adresine e-posta gönderebilir veya aşağıdaki butona tıklayarak WhatsApp üzerinden iletişime geçebilirsiniz.