Mağdur egosu

Bazı insanlar vardır, başlarına gelen olayları öyle bir anlatırlar ki sanırsınız karşınızdaki dünyanın en şanssız insanı…

En talihsiz olaylar hep onları bulur, herkes onlara kazık atmıştır, hiçbir işleri yolunda gitmez.

Böyle insanlarla ilk defa tanıştığınızda boş bulunup onlara gerçekten acıyabilirsiniz bile!

Aslında istedikleri de budur.

Acıma, merhamet, başkası adına üzülme, muhatap olduğu insanın hayatındaki terslikleri iyileştirmek için çeşitli arayışlara girme…

Bunların hepsi aslında bir tür ilgi/alakadır.

Ve bu ilgi/alakanın odağında her zaman kendini dünyanın en şanssız insanı olarak lanse eden kişi vardır.

Yakınmaya, şikayet etmeye ve kendini acındırmaya devam ettiği sürece çevresindekilerin ilgisini üzerine çeker.

Ancak ya anlattığı konular herhangi birinin başına gelebilecek kadar yaygındır ya da aslında bahsettiği olaylar kendi başına açtığı dertler sonucunda meydana gelmiştir.

Bir insan kendi başını nasıl derde sokabilir?

Bunun çeşitli yolları vardır ama bu gibi insanların en sık yaptığı şeylerden biri sorumluluklarını yerine getirmemektir.

Araba örneği üzerinden gidelim.

Arabasının motorundan sıradışı ses gelen biri ilk fırsatta bir tamirciye gitmezse, o sesi duymazdan gelir ve arabasını sürmeye devam ederse önünde sonunda arabası bozulacak ve kişi yolda kalacaktır.

İşte bu arababın sahibi; yazının başından beri bahsettiğimiz tipte biri ise arabası bozulduktan sonra küfürler savuracak, lanetler okuyacak, kadere isyan edecek, neden bütün kötü olayların hep onu bulduğunu sorgulayacak ve bu başına gelenleri çevresindeki herkese ballandıra ballandıra anlatacaktır.

Tabii bunları anlatırken asla bir süredir arabanın motorundaki sesi duymazdan geldiğini söylemeyecektir.

Çünkü kadere isyan edip çevredeki insanların sempatisini sömürmek, sorumluluk üstlenip arabayı tamire götürmekten veya hatayı kabul edip motordan gelen sesi önemsemediğini itiraf etmekten daha kolay ve besleyicidir.

Bu gibi insanlar, etrafındakilerin olumlu duygularıyla kendi içlerindeki olumsuz duyguları besler ve büyütürler.

Sürekli mağdur olan birinin hatalı olması mümkün değildir.

Kendisini hatasız, kusursuz, masum; çevreyi ise suçlu, yetersiz ve şeytani ilan ederek egolarını beslerler.

Her şey gibi bunun da soyut ve somut birçok sonucu vardır.

Somut sonuçları arasında;

  • Kişiler arası ilişkilerin bozulması nihayetinde yalnızlaşma,
  • Sorumsuzluk sebebiyle kötü gitme ihtimali olan şeyler hakkında yeteri kadar iyi risk analizi yapamama,
  • Dolayısıyla kişinin başına ortalamanın üzerinde olumsuzlukların gelmesi

gibi durumlar vardır.

Soyut sonuçları da en az somut olanlar kadar zararlıdır.

Kişi; kendi sorumluluklarını üstlenmek ve hatalarını kabul edip düzelmek için çaba sarf etmek yerine başına gelen bütün kötülükleri dış etkenlere bağlamaya devam ettiği sürece gerçeklik algısı deforme olur.

Sürekli olumsuz beklenti içine girer ve vücudu bu “hayali” olumsuzluklara karşı hazırlıklı olmak adına kendini korumaya çalışır.

Vücudun kendini sürekli tehdit altında hissetmesi de stres ve mutsuzluk üretir.

Kronik stres halinde mutsuz olan insanın hayatına dair beklentileri daha da kötüleşir ve bir kısır döngü oluşur.

Bu kısır döngüden kurtulmanın yolu, kişinin sorumluluklarını üstlenmesiyle başlar.

Ancak bunun için farkındalık gerekir.

Eğer çeşitli sebeplerden ötürü bu gibi insanların etrafında sürekli onları pasif bir şekilde dinleyerek acıyan, içlerindeki mağdur egosunu besleyen birileri varsa kişinin farkındalık kazanması oldukça zordur.

Çevrenizde böyle birileri varsa ve onların gerçekten iyiliğini istiyorsanız onlara acımak yerine hatalarını ve aksattıkları sorumluluklarını yüzlerine vurmanız gerekir.

Size küsme ihtimalleri sonucu onları kaybetme pahasına bile.

Eğer yakın çevrenizde böyle birileri yoksa ya eş, dost, akraba tercihlerinizde gerçekten başarılısınız…

… ya da o kişilerden biri sizsiniz.

Mağdur egosundan muzdarip bir yakınınız varsa veya bu yazıda bahsedilenlerin bir kısmı kişiler arası ilişkilerinizi etkiliyorsa danışmanlık almayı düşünebilirsiniz.

Eşlerin, sevgililerin, yakın akrabaların veya dostların birbirlerine etkin ve sağlıklı bir şekilde nerede hata yaptıklarını söylemesi zordur; çünkü işin içinde duygular vardır.

Ancak profesyonel bir danışman, olayları tarafsız ve duygulardan bağımsız bir şekilde ele alacağından etkin iletişim ve analitik yaklaşım ile danışanın değişime, gelişime ve başarıya ulaşmasını kolaylaştırır.

Danışmanlık randevusu almak için tugrulkatkak@gmail.com adresine e-posta gönderebilir veya aşağıdaki butona tıklayarak WhatsApp üzerinden iletişime geçebilirsiniz.

Diğer yazıları için tıklayınız.