
Yetişkin çocuklar ülkesinde, bireyler reşit olmalarına rağmen sürekli ebeveynlerinin veya ebeveyn yerine koydukları kişinin rıza ve onayına ihtiyaç duyarlar.
Fikir sormakta elbette bir sakınca yoktur, ancak yaptığınızın fikir sormak olduğuna eminseniz.
Fikrini sorduğunuzu sandığınız kişi, onun söylediğini yapmadığınız takdirde size tepki veriyorsa siz aslında fikir sormuyor; talimat veya onay almaya çalışıyorsunuz demektir.
Çünkü başkasının dediğini yapan kişi, herhangi bir terslik halinde sorumluluğu üzerinden atabilir.
Kendi kendini “ben sadece bana söyleneni yaptım” diyerek avutur.
Ancak sürekli başkalarının dediğini yapan kişi kendi hayatını değil, başkasının hayatını yaşar.
Başkasının arzuları doğrultusunda hareket eder, başkasının onayladığı kişilerle görüşür, başkasının istediği gibi giyinir, hatta başkasının seçtiği kişiyle evlenir.
Bu başkası, kişinin ebeveyni ise bireyleşememe ve ebeveynden ayrışamama durumundan söz edilebilir.
Genelde kaygılı ebeveynlerin çocuklarında görülen bu durum, çoğu zaman çocuk yetişkin olduktan sonra da devam eder.
Çocuk “sen yapamazsın, ben hallederim” veya “sen ne anlarsın, bana sor” gibi sözleri duyarak büyüdüğü için bağımsız karar alma mekanizmasının gelişmesine fırsat olmamıştır.
Dolayısıyla yetişkin olmasına rağmen, ebeveyni ulaşılabilir olduğu sürece ebeveynine; ebeveyni ulaşılabilir değilse ebeveyn yerine koyduğu kişiye sormadan hareket edemez hale gelir.
Peki ebeveynin bundan çıkarı nedir?
Birkaç çıkardan söz edilebilir:
- Söz geçirerek kendini güçlü hissetme ihtiyacını evladı üzerinden giderme,
- Evladı üzerindeki otoritesini kullanarak şahsi menfaat elde etme,
- Ebeveyn olmaya dair sorumlulukların bir kısmını evladın üzerine yıkma,
- Evladını yetersiz yetiştirerek veya yetersizmiş gibi gösterek kendi yetersizliklerini gizleme,
- Kendi yapamadığı ve içinde ukte kalan şeyleri evladına yaptırarak kendini tatmin etme.
Bu gibi ebeveynlerin en büyük silahları sevgi ve şefkattir.
“Hiç sevgi ile şefkatten silah olur mu?” demeyin, koşullu verildiği sürece bal gibi de olur.
Ebeveyn çocuğuna “şunu yaparsan seni severim”, “şöyle bir insan olursan sana şefkat gösteririm” gibi ifadeleri açıkça söyler veya satır arasında belli ederse; anne-babasının sevgi ve şefkatini hak etmek isteyen çocuk kendisine her denileni yapar.
Oysa ki sevgi özünde koşulsuzdur, koşullu olan kontrol ve manipülasyon aracıdır.
Koşullu sevgi ile büyümüş olan kişi, reşit olduktan sonra da sevgiyi hak etmek için sevgisine ihtiyaç duyduğu insanların dediklerini yapmaya devam eder.
Bu süreçte çoğu zaman kendinden, arzularından ve isteklerinden feragat eder.
Bu dinamikten iki taraf da memnun olduğu sürece bir anlaşmazlık çıkmaz.
Hatta sevgi ve onay merciini ebeveyni olarak gören kişi, evlendikten sonra da eşiyle olan ilişkisine sürekli ebeveynini dahil eder.
Evlilikte yaşanan sorunları birçoğu ve çift olamama probleminin kaynağı budur.
Çünkü evlilik karı-koca arasında değil, karı-koca-ebeveyn üçgeni içinde yaşanmaya çalışır.
Eğer sevgi / itaat alışverişinde evlat, çeşitli sebeplerden ötürü eskisi kadar tatmin olamazsa farklı tatmin odakları aramaya başlar. Çoğunlukla da bulur.
Evladının kendisine eskisi kadar itaat etmediğini anında fark eden ebeveyn de sahip olduğu sahte güç ve otoriteyi kaybetmemek için her şeyi yapar.
Duygusal şantaj, duygu sömürüsü, kendini acındırma, göz korkutma, ajitasyon, küçümseme, hakaret…
Yani sağlıklı bir ebeveyn-evlat ilişkisinde olmaması gereken her şey.
Ebeveyninin rıza ve onayını, maddi veya manevi sebeplerden ötürü kaybetmek istemeyen yetişkin birey de ya pes eder ya da ebeveynini kandırır.
Kronik yalan, uzun vadede kişiyi kimliksizleştirir. Kronik yalana mahkum olan insan, bir süre sonra var olduğunu hissedemez hale gelir.
Ayrıca yalan, söyleyen ile söylenen kişi arasındaki duygusal bağı koparır. Taraflar artık duygusal açıdan farklı düzlemdelerdir. Samimi ve gerçek bir duygusal ilişki kurmak imkansızlaşır.
Ebeveyninize maddi açıdan bağımlı olmayan bir yetişkin çocuklar ülkesi vatandaşıysanız profesyonel danışmanlık alabilirsiniz.
Danışmanlık süreci boyunca ebeveyniniz veya ebeveyn yerine koyduğunuz kişinin üzerinizde kurduğu tahakkümün dayanakları ortaya çıkar.
Bu dayanaklar saptandıktan sonra yerine sağlıklı dinamikler koymak mümkün olur.
Dolayısıyla kişi, ebeveyni dahil kimsenin onay veya rızasına ihtiyaç duymadan ve bu yüzden de vicdan azabı çekmeden kendi kararlarını kendi alabilir hale gelir.
Danışmanlık randevusu almak için tugrulkatkak@gmail.com adresine e-posta gönderebilir veya aşağıdaki butona tıklayarak WhatsApp üzerinden iletişime geçebilirsiniz.