
“Eğer bir insan yükselmeyi hedeflemiyorsa yapabileceğiniz hiçbir şey yoktur.”
– Carl Rogers
Kahramanlar, kurtarıcılar her toplumda saygıyla anılırlar.
Her şey zora girdiğinde, tüm umutlar tükendiğinde bir kahraman çıkar ve kendini feda etme pahasına günü kurtarır.
İnsanlık kadar eski bir hikayedir.
Şehirleşme, medeniyet ve ulus devletlerin ortaya çıkmasıyla birlikte kahramanlar yerelliğini kaybetmiş; zamanla ulusallaşmışlardır.
Hatta günümüzde dünyanın yaşanmaz bir yer olacağı, dolayısıyla yaşamak için başka bir gezegene ihtiyaç duyacağımız öngörüsü ile Elon Musk gibi figürler küresel kahramanlığa soyunmuştur.
Her ne kadar kahraman figürünün kültürel çapı ekvatoral düzeye ulaşsa da ikili ilişkilerdeki kurtarıcı rolü bazı insanlar tarafından sistematik olarak benimsenmeye devam eder.
Bu gibi insanlar genellikle zor durumda olan kişilere karşı bir çekim duyarlar.
Tanıştıkları anda ortada henüz müdahale edilmesi gereken bir zorluk olmayabilir.
Ancak ileride ortaya çıkabilecek problemlerin sinyalleri bilinçdışı düzeyde algılanır.
Örneğin; ortalamanın üzerinde alkol tüketen birinin psikolojik açıdan kaçmaya veya görmezden gelmeye ihtiyaç duyduğu bir şeyler var demektir. Böyle bir insanın gelecekte ruhsal sorunlar yaşayacağını öngörmek için kahin olmaya gerek yoktur.
Aynı zamanda aşırı alkol tüketimi bağımlılığa ve çeşitli hastalıklara da sebep olacağı için bu kişinin ileride sağlık problemleriyle karşı karşıya kalacağını tahmin etmek de zor değildir.
Alkol örneğini öfke kontrol problemi, sorumluluklardan kaçma eğilimi, kronik yalan yatkınlığı, yanlış finansal tercihler vs. ile değiştirmek de mümkündür. Bunların da sinyalleri tanışıklığın başlarında verilir.
Gelgelelim, böyle bir insanla tanışan kişide kurtarıcı kompleksi varsa bilinçdışı düzeyde bu sinyaller görmezden gelinir.
Hatta kompleksin baskınlığına göre kahraman rolünü üstlenmeye yatkın kişi; yine bilinçdışı düzeyde sinyali verilen durumun kendini daha açık ve net bir şekilde ortaya koyabilmesi için zemin hazırlar.
Böylelikle kurtarılması gereken kişinin açıkça “yardıma ihtiyacım var” demesi beklenir.
Eğer bu durum açıkça ifade edilirse kurtarıcı kompleksine sahip kişi nihayet potansiyelini gerçekleştirebileceği ortamı yakalamış olur.
Kurtarılması gereken kişinin muzdarip olduğu derde deva olabilmek için her şeyi yapar, gerekirse kendinden fedakarlık ederek…
Tabii her zaman da zor durumda olan kişi açıkça yardım istemez. Hatta çoğu zaman bir sorunu olduğunu bile kabullenmez.
Ancak kurtarıcı kompleksinin yoğunluğuna göre bazen kurtarılmak istemeyen insanları bile kurtarmaya çalışmak ikili ilişkilerde karşılaşılan durumlardır.
“Kurtarılmak istemeyen insanları kurtarmaya çalışmayın.
Kurtarılmak isteyen insanları kurtarmaya çalışırken de çok dikkatli olun.”
– Jordan Peterson
Bir sorunu olduğunu reddeden, kurtarılmak istemeyen bir insanı kurtarmaya çalışmak beyhude bir çabadır.
Reel bir sorunu olan insan bir şeyleri yanlış yapıyor demektir, bunun sonucunda da acı çeker.
Acısını artıran şey ise yanlış yaptığını kabullenmektense gerçekliğe direnmesidir.
Bu kişi, yaptığı yanlışlarla yüzleşirse çektiği acı yarıya inecektir. Çünkü görmezden gelemeyeceği kadar büyüyen ve hayatını işgal eden hakikate teslim olmuş olur.
Kabul ettiği yanlışlarla yüzleştikten sonra sorunlarını çözmek için somut çaba sarf ederse zamanla geriye kalan acılar da etkisini yitirmeye başlar.
Bir kişinin kurtarılabilmesi için kurtarılmaya ihtiyaç duyduğunu kabul etmesi gerekir.
Böyle bir durumda bile kurtarıcı ve kurtarılan arasındaki ilişkinin dinamiğini bozabilecek birçok risk vardır.
Birkaç örnek vermek gerekirse;
- Kurtaran ve kurtarılan arasındaki güç dengesi bozulabilir.
- Kurtaran kişi bilinçdışında karşılık bekleyebilir ve bunu kurtarılana yansıtabilir.
- Kurtarılan kişi, bir kere kurtarılmış olmanın verdiği rahatlıkla kendini tekrar kurtarılması gereken pozisyona sokarak kurtarıcıyı bilinçli veya bilinçdışı seviyede sömürmeye kalkabilir.
Bu gibi sebeplerle bozulan ilişki dengesini yeniden tesis etmek oldukça zordur.
Ayrıca kurtarıcı her zaman başarılı olamayabilir.
Cankurtaranlar, boğulmak üzere olan birini kurtarmaya çalışırken her zaman tekme atmaya hazırdır.
Çünkü boğulmak üzere olan biri genelde panik yapar ve onu kurtarmaya gelen kişiyi de farkında olmadan dibe çeker.
Böyle bir durum olursa cankurtaranlar, boğulmak üzere olan kişiye tekme atarlar.
Bu anlayışın altında “bir kişinin boğulması, iki kişinin boğulmasından yeğdir” fikri yatar.
Kurtarılmak isteyen kişinin kurtarıcıyı dibe çekme ihtimali, kurtarıcının başarılı olma ihtimalinden daha fazladır.
Uzun bir süre boyunca zorluk çeken insanlar, o zorluklarla yoğuruldukları için diğerlerine kıyasla daha dayanıklı olurlar.
Üstelik kurtarıcı rolüne soyunan kişinin sahip olduğu gerek psikolojik gerekse de sosyo-ekonomik avantajlar tamamen şans eseri, içine doğduğu aile ve yetiştiği çevre ile belirlenmişse kurtarıcı olmak isteyen kişinin hüsrana uğraması işten bile değildir.
Çünkü daha önce gerçek bir zorlukla karşılaşmamıştır, hazırlıklı değildir.
Ayrıca kurtarılmak isteyen insanın içinde bulunduğu durumdan çıkardığı derse bağlı olarak temel motivasyonu hınç, intikam ve nefret gibi olumsuz duygu ve düşünceler ise o ateş kurtarıcıyı da yakar.
Kurtarılması gereken kişi ancak kendi hataları ile yüzleştikten sonra kendi çabaları ile içinde bulunduğu durumdan sağlıklı bir şekilde çıkabilir.
Bu süreç boyunca ona destek olmak isteyen birinin yapabileceği en doğru şey, kendi davranışları ile örnek olmaktır.
Bunun dışındaki herhangi bir etkileşim, içinde bulundukları yakın ilişkiye tamiri neredeyse mümkün olmayan zararlar verecektir.
Kurtarıcı kompleksinin kökeni ise çoğunlukla çocukluk yaşantısına dayanır.
Çocukluğunda ebeveynlerini zor durumda görmekten olumsuz etkilenen biri, yetişkinliğinde anne veya babasını çağrıştıran biri ile karşılaştığında bilinçdışı düzeyde onu kurtarmaya çalışarak aslında çocukluğunda yaşamış olduğu çaresizlik ve güçsüzlük duygularını aşmayı hedefler.
Bunu başarırsa çok daha güçlü, bambaşka biri olacağını hayal eder.
Tabii çoğu zaman bu beklentiler hayal kırıklığı ile sonuçlanır ve travma tekrarlanmış olur.
- Yakın ilişkilerinizde kendinizi sıklıkla kurtarıcı rolüne bürünmüş halde buluyorsanız,
- Hayatınıza sistematik bir şekilde kurtarılmaya ihtiyaç duyan insanları alıyorsanız,
- İçinde bulunduğunuz ilişkinin dinamiği ve güç dengesi bu gibi sebeplerden bozulmuşsa,
- ve tüm bunlardan ötürü gündelik hayatınız aksamaya başladıysa
danışmanlık alabilirsiniz.
Danışmanlık sürecinde partner tercihleriniz, ilişki dinamikleriniz ve bilinçdışı motivasyonunuz hakkında farkındalık kazanırsınız.
Bu sayede kendinize neyin iyi geleceğine dair net fikirlere sahip olursunuz, böylelikle istediğinizi elde etmek için yol haritanız kendiliğinden ortaya çıkar.
Geriye bir tek sizin bu yolda adım atmaya başlamanız kalır.
O yolda danışman desteği ile yürümek ise her zaman çok daha kolaydır.
Danışmanlık randevusu almak için tugrulkatkak@gmail.com adresine e-posta gönderebilir veya aşağıdaki butona tıklayarak WhatsApp üzerinden iletişime geçebilirsiniz.