
“Doğru insanı bekliyorum” cümlesi, genelde belli bir yaşa gelmesine rağmen henüz cinsel birleşme yaşamamış kadınların kendilerine anlattıkları bir masaldan ibarettir.
Zira doğru insan diye biri yoktur.
Doğru insan‘dan kastedilen aslında beni üzmeyecek biri‘dir.
İnsanın düştüğü en büyük yanılgılardan biri; üzüntüden, acıdan, zarar görmekten kaçabileceğini sanmasıdır.
☯
Her şey zıttıyla var olur.
Üzüntü yoksa sevinç de yoktur.
Zarar yoksa fayda da yoktur.
Acı yoksa haz da yoktur.
☯
Olumsuz duygulardan kaçmak için insanın kendini bir şeylerden mahrum etmesi, hayatı ıskalamasına sebep olur.
Hele hele mahrum olunan şey cinsellik gibi birbirini seven iki insanın yapabileceği en güzel şey ise…
Cinselliğini yaşamayan insan varlığını inkâr eder.
Kimseye kendini olduğu gibi gösterme imkânı bulamaz, kimseyle gerçekten bağlanamaz.
Cinsel ilişki esnasında bütün maskeler düşer; kişinin öz’ünü ardında sakladığı tüm perdeler kalkar.
Sizi seven kişi, dışarıdan nasıl göründüğünüzü değil; gerçekte kim olduğunuzu görme fırsatı bulur.
Aslında bu yüzden kişi cinsel ilişkiden kaçınır.
Bu kaçınmanın ardında;
“Ya beni olduğum gibi kabul etmezse?”
“Ya gerçekte olduğum kişiyi beğenmezse?”
“Ya beni terk ederse?” korkuları yer alır.
Ancak korkularıyla yüzleşmeyen insan kendini güçsüz, yetersiz ve değersiz hisseder.
Üstelik sizi olduğunuz gibi kabul etmeyen biriyle yollarınız ne kadar erken ayrılırsa o kadar kârdasınız demektir.
Zira telafisi olmayan tek şey zamandır.
Ayrıca uzun süre cinsel ilişkiye girmemenin hem psikolojik hem de biyolojik zararları vardır.
Psikolojik zararlar arasında:
1- Stres ve kaygı seviyesinin artması
2- Özgüven düşmesi
3- Berrak düşünememe
4- Hayattan alınan zevkin azalması
5- Kontrolcülüğün artması sonucu kişinin kendini akışa bırakamaması
…gibi sonuçlar görülür.
Biyolojik zararlar arasında ise:
1- Bağışıklık sisteminin zayıflaması
2- Tansiyon yükselmesi
3- Kronik psikosomatik ağrılar
4- Pelvik taban kaslarının güçsüzleşmesi
5- Sağlıksız uyku düzeni
6- Zayıf hafıza
…gibi etkiler yer alır.
Cinsel birleşmeden kaçınmanın psikolojik olduğu kadar ahlâki ve biyolojik sebepleri de vardır.
Ahlâki sebeplere “orospu” damgası yemekten korkmak, biyolojik sebeplere ise cinselliğe dair bilgi sahibi olmamak gibi örnekler verilebilir.
İnsan bilmediği şeyden korkar.
Cinsel terapi sayesinde şimdiye kadar cinsel ilişkiye girmekten kaçınmanızın psikolojik sebeplerine ışık tutabilirsiniz.
Ahlâki önyargılarınızı cinsel terapi ile yıkabilir, sağlıklı bir cinsel hayat hakkında en doğru bilgilere sahip olabilirsiniz.
Böylece partnerinizle cinsel ilişkiye girmekten korkmaz, birlikteliğinizi çok daha derin ve sağlam temeller üzerine kurabilirsiniz.
Cinsel terapiye dair bilgi ve randevu almak için aşağıdaki butona tıklayabilirsiniz.