
Etiketlemek, dünyayı algılamamızı kolaylaştıran bir eylemdir.
Olayları, kişileri veya davranışları “iyi/kötü, güçlü/güçsüz” gibi konseptlerle etiketlediğimiz anda artık o şey her ne ise; gerçekteki çok boyutlu halinden sıyırıp tek boyuta indirger ve bütün potansiyelini o etiketin çerçevesi içine sınırlamış oluruz.
Tek boyuta indirgenmiş konsepti de zihnimizdeki “iyi şeyler” veya “kötü davranışlar” gibi klasörler altına yerleştirerek artık o şeye olduğu gibi değil, zihnimizdeki filtrelerin ardından bakarız.
Bu dinamik, binlerce yıl önce dünya çok daha tehlikeli bir yerken hayatta kalma şansımızı artıran ilkel bir genetik mirastır aslında.
Hayatta kalmak için avlanmak zorunda olan bir canlının, çalıların arkasından gelen tıslama sesi üzerine oturup tefekkür edecek vakti yoktur.
Yılanı, zihninde “tıslayan tehlikeli şeyler” konseptine oturttuğu için zaman kaybetmeden önlem alma imkânı kazanmış olur.
Ancak dünya eskisi kadar basit bir yer değil; yerleşik hayat ve gelişen teknoloji insanlar arası ilişkileri oldukça karmaşık bir hâle getirdi.
Evrimsel gelişim hızımız, medeniyetin gelişim hızına yetişemedi.
Bu yüzden yakın ilişkilerimizde de olayları, davranışları ve kişileri olduğu gibi değil; zihnimizdeki tek boyutlu konseptlerle yorumlarız.
Bu da çoğu zaman yanlış anlama, kişiselleştirme, abartılı tepki, aşırı genelleme gibi yakın ilişkilere zarar veren davranışlara sebep olur.
Bu durumun önüne geçebilmek için hayatı otomatik pilotta değil, bilinçli farkındalık düzeyinde yaşamak gerekir.
Bilinçli farkındalık düzeyinde 7/24 kalmak tabii ki imkânsızdır, otomatik pilota geçmek zihnimizi dinlendirir ve basit eylemleri daha hızlı yapmamıza olanak tanır.
Ancak yakın ilişkilerimizde bilinçli farkındalığımızı ne kadar artırırsak, ilişki içinde olduğumuz kişiyi zihnimizdeki tek boyutlu konsept vasıtasıyla değil; gerçekte olduğu gibi çok boyutlu haliyle görme imkânımız da bir o kadar artar.
Böylelikle ilişkiyi zihnimizdeki konseptle değil, gerçekte var olan kişiyle yaşamaya başlayabiliriz.
Bilinçli farkındalık seviyemizi artırmanın çeşitli yolları vardır, bunlardan biri de terapi almaktır.
Terapi esnasında kim olduğumuz, ne istediğimiz, nelerden hangi sebeple hoşlanıp hoşlanmadığımıza dair muğlak düşüncelerimiz netleşir.
Bu sayede kiminle ne şekilde ilişki yaşamamız gerektiğine dair kafamızda bir yol haritası oluşur.
Sorunlu ilişkilerden kurtulup uyumlu ve tatminkâr ilişkilere doğru yelken açmak tamamen bizim elimizde…
İlişki danışmanlığı randevusu almak için aşağıdaki butona tıklayabilirsiniz.